Atıktan İlham: Portakal Kabuğundan Yeni Nesil Tasarımlar

Citrus Sinensis Projesi

Studio ARP’ın kurucusu Alkesh Parmar, Citrus Sinensis adlı projesinde portakal kabuklarını bambaşka bir gözle ele alıyor. Narenciye atıklarını araştıran sanatçı, kabukları işlenebilir, esnek ve kalıplanabilir bir biyomalzemeye dönüştürüyor. Bu dönüşüm, hem sanat hem de tasarım dünyasında ilgi uyandırıyor.

Esnek ve Kalıplanabilir Bir Malzeme

Portakal kabukları, kurumadan önceki kritik bir aşamada deri benzeri bir form kazanıyor. Bu aşamada kabuklar zanaatkârlık yöntemleriyle kalıplanabiliyor ve işlenebiliyor. Ortaya çıkan malzeme, farklı türlere ve koşullara göre değişkenlik gösterdiğinden deneysel ve zengin bir çalışma alanı açıyor.

Kültürel ve Sosyal Katmanlar

Parmar’ın yaklaşımı yalnızca malzeme deneyine odaklanmıyor; aynı zamanda kültürel bir bağlam da içeriyor. Ailesinin Hint Hindu Mochi kastına dayanan el işçiliği mirasını, “onarım ve yeniden kullanım” kültürüyle birleştiriyor. Citrus Sinensis böylece ekolojik bir çözüm olmanın ötesinde, göç, sömürgecilik ve yerinden üretim gibi konulara da dokunuyor.

Çok Duyulu Bir Deneyim

Ortaya çıkan objeler yalnızca görsel değil, kokusal bir bağ da kuruyor. Portakal kabuğunun doğal aroması, tasarımlara duygusal bir katman ekliyor. Kullanıcı, hem dokunsal hem de kokusal olarak malzemeyle temas ediyor. Bu çok duyulu yaklaşım, projeyi sıradan bir geri dönüşüm örneğinin ötesine taşıyor.

Objeler ve Uygulama Alanları

Citrus Sinensis kapsamında üretilen eserler arasında aydınlatmalar, dekoratif objeler ve sanat yapıtları bulunuyor. Her bir tasarım, portakal kabuğunun farklı potansiyellerini ortaya çıkararak estetik ve çevreci bir bakış açısını bir araya getiriyor.

Citrus Sinensis bize, sıradan bir atığın yeniden nasıl değerlendirilebileceğini gösteriyor. Portakal kabuğu, kısa sürede çözünen bir artık olmaktan çıkıp kalıcı, ilham verici ve çok duyulu bir tasarım malzemesine dönüşüyor. Tasarımın geleceği, belki de tam da bu tür beklenmedik malzemelerle şekillenecek.